Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
HomeHome  Latest imagesLatest images  SearchSearch  RegisterRegister  Log in  
Kürd Ulusu'nun Çıkarları; Her Türlü Parti, Kurum, Kuruluş, Örgüt ve Kişilerin Çıkarlarının Üstünde ve Ötesindedir. Her Şey Kürdistan İçin!

 

 Federasyon Değil, Bağımsızlık Kalıcı Çözümü Sağlar

Go down 
3 posters
AuthorMessage
Admin

Admin


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 2010-01-12

Federasyon Değil, Bağımsızlık Kalıcı Çözümü Sağlar Empty
PostSubject: Federasyon Değil, Bağımsızlık Kalıcı Çözümü Sağlar   Federasyon Değil, Bağımsızlık Kalıcı Çözümü Sağlar Empty01.03.10 18:35

Federasyon Değil, Bağımsızlık Kalıcı Çözümü Sağlar

Kuzey Kürdistan bir ülke. Kuzeyli Kürdler de bir ulustur. Aynı zamanda da Kürdistan ülkesinin ve Kürd ulusunun bir uzantısı, bir parçası. Bunda bütün Kürd partiler, örgütler, Kürd aydınlar, demokratlar ve yurtseverler hemfikirdir. Bu kabul gören gerçeklikten çıkan sonuç; Kuzeyli Kürdler yeri yurdu olmayan bir azınlık değildir. Böyle olmadığına göre de, sorun bir millet, bir ülke sorunudur. Başka deyişle, Kürdistan sorunudur. Bu sorun, günümüzde "Ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkı" ile formüllenen, kendi toprakları üzerinde, hiç bir yabancı gücün baskısı altında kalmadan, kendi gelecekleri ile ilgili kendilerinin karar verme hakkına sahip olmak, meşru bir hak kabul ediliyor. Bu hakkı nasıl kullanır, o ulus tayin eder. Ilkesel olarak bütün Kürd aydın-demokrat, yurtseverler bunu savunur. Ama sorun Kuzey Kürdistan'a gelince biraz karmaşık bir hal alır. Azınlık talebi tartışılır.

Bir ulusun kendi geleceğini kendisinin tayin etme hakkının, elbette ki Kuzey Kürdistan içinde geçerli olması gerekiyor. O halde Kuzey Kürdlerin, bağımsızlıktan yana olanda, olmayanda, özünde bu meşru hakkı savunmayı gerektiriyor. Bu bir haktır. Bu hakkın kullanma zamanı geldiğinde, Kürd milleti nasıl ve ne yönde kullanacağına yalnız o karar sahibidir. O halde, her Kürd bireyinin ortak pay halinde olan bu meşru hakkı savunarak, bu çerçevede değişik alternatifler ileri sürme ve gelecekle ilgili nasıl bir çözümün uygun olacağı ile ilgili kendisinin taraf olduğu yönde düşünce ve davranış sergilemesi, kitleyi o yöne doğru yönlendirmesi, en tabii hakkı.

Bu meşru hakkın kullanımında, günümüzde genellikle bağımsız devlet olma yönünde tercih kılınıyor. Bağımsız olma yada birlikte -ortak yönetim altında yan yana- yaşama, iç ve dış koşulları da gözeten, çıkarlara bağlı olan bir durumdur. Bazende iç ve dış şartların bağımsızlığı gerçekleştirecek olgunlukta olmayabilir. Böyle olunca da, bağımsızlık belirli yada belirsiz bir tarihe ertelenerek, bir başka millet ve ya milletlerle, ortak yönetimler oluşturma zorunda kalınır. Bu dün de ve bugün de böyle. Bu gibi ortak yönetimli birlikler her ne kadar gönüllü birlikler denilse bile, genellikle zoraki bir birliği içinde taşır. Günümüzdeki, federasyonlaşma, konfederasyonlaşma veya başka türlü bağımlı ilişkiler gibi...

Kuzeyli Kürdler başkasının hak ve hukukunu gaspetmeden-özgürlüklerine zarar vermeden, diğer uluslar gibi, en başta kendi çıkarlarını gözetmek zorunda.

Kürdistan sorununun kalıcı çözümü; Kürd milletinin kendi toprakları üzerinde, kendi geleceği ile ilgili yalnız kendisinin karar sahibi olmasıni, bağımsız ve egemen olmasıni gerektiriyor.Bu da yabancı güç durumunda olan, Sömürgeci T.C. nin Kuzey Kürdistanı tamamen terk etmesinden geçer.

Federasyon talebine gelince ...

Genellikle Isviçre, Kanada ve ya buna benzer ülkeler örnek gösterilerek, Kuzey kürdistan sorununun kalıcı çözümü ile ilgili federasyonlaşma ileri sürülür. Bu örneklendirme Kuzey Kürdistanın somut şartlarına benzerlik taşımamaktadır, doğruluk payı yoktur. Federasyonlaşma olabilir ama, bu bir gönüllü ve bütün sorunların çözümü olamaz; baskıyı, adeletsizliği, eşitsizliği içinde taşıyan, zorunlu ve bir dönem için geçici olabilir.
Genellikle bütün ortak yönetimli birlikler, iç ve dış şartların zorlamasıyla yada gereksinimi ile ortak yönetimin dayatılması sonucunda oluşuyor. Hiç bir birlik duygusal temelde, -halkların birliği kardeşliği, söylemleri ile- kurulmaz.

Bağımlılık dereceleri ise, tarafların içinde bulunduğu çok yönlü iç ve dış konumları, gelişim düzeyleri, birliğin yapısı belirliyor.

Daha önce belirtiğim gibi federasyonlaşma, her ne kadar gönüllü birlik denilse de, aslında iç ve dış şartların zorladığı yada gereksinim duyduğu zorunlu birliği içinde taşır. Bu zorunluk birlik iki ayrı biçimde kendini gösteriyor.

1) Birliği oluşturan taraflardan gelen bir baskı sonucu değil, iç ve dış şartların dayattığı gereksinmelerin zorunluluğu sonucundan oluşan birlikler.

2) Birliği oluşturan taraflardan birinin zor dayatmasıyla birliğin oluşması ve devam etmesi.
Görülüyor ki duygusal temel de değil, her ikisinde de zorunluluk var.

1) İç ve dış şartların gereksinimi sonucunda devam eden birlikler

Her yönüyle olgunlaşmış gönüllü birlikler; iç veya dış, yada her ikisinin zorlamasıyla -yada şartların dayattığı gereksinimler neticesinde-tarafların, ortak çıkarlar temelinde, referandum yoluyla ayrılma hakkı var olmak üzere kurulan uzun vadeli olabilecek -zorunluluğuda içinde taşıyan-gönüllü ortak yönetimli birliklerdir. Bu gibi birliklerde tarafların, tarihsel konumları, ekonomik gelişmeleri, güç dengeleri, paylaşma, hoşgörü ve uzlaşmanın temelini oluşturduğu, birlikte yaşama kültürleri, zihniyetlerin biribirine yakınlıkları -bir balans-söz konusu. Ortak çıkarları devam ettikleri sürece de, bu birliklerin devam etme durumları var. Yani yinede gereksinimlerin zorlaması var.İsviçre, Kanada... vs

2) Federasyonlaşmayı oluşturan taraflardan birinin uyguladığı zoraki birlikler

Federasyonlar da, bir tarafın uyguladığı zoraki birlikler olabiliyor. Bu gibi birlikler her ne kadar gönüllülük temelinde denilse bile, öyle değildir ve coğu zaman kısa sürelidirler. Genelikle taraflardan güçlü ve egemen olan, var olan sınırlarını -topraklarını- korumak için, iç ve dış koşulların zorlamasıyla yeni bir yapılanmanın dayatılması sonucunda, yönetimi "paylaşma" zorunda kalmasıdır. Diğer zayıf olan tarafta, yine iç ve dış şartların bağımsızlığa el vermediği durumlarda, şartların olgunlaşması düşüncesiyle, kötünün iyisini seçme durumunu geçici olarak tercih etmesidir.

Bu gibi birlikler her ne kadar ayrılma hakkı var olsa bile, yaşama geçebilecek şartları yok. Güçlü olan baskı uygulayarak, birlikler devam eder. Genelikle taraflar arasında, ne tarihsel konumları, ne güç dengeleri, ne ekonomik gelişme düzeyleri, ne kültürel, siyasi yapılanmaları, ne bir arada yaşamanın getirdiği ilişkiler ve ne de bu ilişkilerin yaratığı kültürler ve zihinsel yapı birbirine yakın olabiliyor.

Birlikte yaşamayı temel alan ideolojiler bile, dayatma, zorlama ile kağıt üzerinde gönüllü birlik, yönetimi paylaşma ve eşitlik gibi kulağa hoş gelebilecek belirlemeler ileriye sürmelerine rağmen, başarı sağlayamadılar.

Toplumların birlikte yaşamaları, kendi yönetimlerinin dışında merkezi ortak yönetime ve ortak paylaşıma sahip olması pek öyle kolay sağlanacak bir durum değildir. Birincisi; toplumlar her konuda güçleri, gelişim düzeyleri birbirine yakın olabilmeli. İkincisi ise, birlikte yaşamanın getirdiği ilişkiler ve bu ilişkiler üzerinde şekillenen birlikte yaşama kültürü, zihniyeti - hoşgörülük, paylaşım ve ortak çıkar düşüncesi- tüm toplumun özümlenmesi veya özümlemeye hazır olma durumlarının olması gerekiyor. Bir başka anlatımla, kişilik yapılarının buna uygun olması gerekiyor. Üçüncüsü ise, gönüllü birlik temelinde olmalı. Referandum yoluyla her zaman ayrılma hakkı olmalı. Niyetler değil, somut şartlar önemli. Çünki birlikte yaşama kültürü; dayatma , zorlama ile kağıt üzerinde yaziıarak, çizilerek olabilecek basit bir şey değildir, toplumların tarihsel yaşamı içerisinde bunu doğal yapısında özümlemesi gerekiyor.

Kurt ile kuzunun birlikteliği

Kuzey Kürdistan Türkiye ile bir federasyonlaşmaya gidecek ise, bu adeletsizliğin, eşitsizliğin, baskının olduğu geçici ve zoraki bir birlik olacaktır. Deyim yerinde ise, kurt ile kuzu birliktenliği olacak. Tüm yanlarıyla birbirine ters ve aralarında her konuda uçurumlar olan iki toplum; tarihsel konumları, ekonomik gelişim düzeyleri, güç dengeleri, kültürel zihinsel yapıları, toplumsal ilişkileri, birlikte yaşamanın yarattığı -doğal- ilişkiler ve bu ilişkiler üzerinde şekillenen kültürel ve zihinsel yapı gibi ...

*- Biri, tarihsel yaşamından gelen diğer halklara hükmeden işgalci, yağmacı saldırgan konumunun getirdiği, ayrıcalıklı olduğunu sanan yapısına, ırkçılığa kadar varan milliyetçi-şoven anlayışa sahip. Diğeri ise, uzun dönemli özgürlükler içerisinde yaşamayan, ne yazik ki, hep başkalarının yönetimi altında yaşama zorunda bırakılan, aşağılanan milli duyguları zayıflatılan-köreltilen, kaderci bir yapıya zorlanan bir toplum.

*- Biri, hep bana bize, benim bizim düşünce temelinde olaylara yaklaşarak, karşıdakini yok etme yada hükümdarlığı altına almayı hedeflerken, diğeri, tam tersi, samimi ve iyimserlikle, karşıdakine var olduğundan daha fazla değer vererek, özgürlüğünden, haklarından ödün vermeyi bile önüne koyar.

*- Biri, askeri, ekonomik sosyal ve her düzeyde gelişmiş ve tercübe birikimi olan güçlü devlet mekanizmasina sahip. Diğeri bunun tam tersi. Hiç bir şeye sahip değildir.

*- Biri, kin ve öfke ile yoğunlaşan duyguların aşırı şekilde gelişerek, saldırganlığa dönüşen, yok etme temelinde ırkçı şoven düşüncelere sahip. Diğeri ise, kin ve öfke duygularının köreldiği, iyimser bir bakis acisiyla, kardeşligi, birligi ortak yaşamı dillendiren bir yapıya sahip.

Daha sayılabilecek çok farklılıklar var. Bütün bunların yanında birde Kürdistan ın parçalanmışlığını eklemek gerekiyor. Kürdistan sorununun nihayi çözümü, parçaların birliğine tekabül eder. Bu da K.Kurdistan in Turkiye ile degil, Guney Kurdistan ile butunlesmeyi ve bu yönlu bir calismayi gerektiriyor

Tüm bunlar değerlendirildiğinde, federasyon değil, bağımsızlık kalıcı çözüm olduğu, var olan gerçeklere daha uyumludur.

Yeri gelmiş iken bunu da belirteyim, Türk toplumunun bugünkü yapısı gereği, Kürdlerle ve ya başka bir millet ile adaletli bir paylaşımla, eşit hak ve hukuku gözeten bir yönetim altında yaşama olanağı görülmüyor. Yaratılan tabular nedeni ile bu sorunun gereği kadar değerlendirilmediği, kanısındayım. Bir de, yaratılan tabulara ek olarak, ezberci ve kopyacı bir yaklaşımla Türk toplumunun yapısal dokusunu detaylı bir şekilde tanımayı engellemiştir, düşüncesindeyim.

Sonuç;

*- Sorun, Kürd sorunu değil, Kürdistan sorunu olarak değerlendirilmeli
*- Adetsizliği, eşitsizliği baskıyı içinde taşısa bile, bir dönem için geçici zoraki federasyonlaşmaya gidilebilinir ama, bağımsızlık her zaman hedeflenmeli.
*- Kalıcı çözüm olan, Kürdistan'ın bağımsızlığı, her yerde her zaman açık, saklısız-gizlisiz vurgulanmalı.

H.Çakırbey
16/06/2007-Isveç
hifzullah@telia.com
http://www.rizgari.com/modules.php?name=Rizgari_Niviskar&cmd=read&id=1647
Back to top Go down
https://serxwebun.forumieren.com
Dersim Kalan

Dersim Kalan


Mesaj Sayısı : 5
Kayıt tarihi : 2010-01-20

Federasyon Değil, Bağımsızlık Kalıcı Çözümü Sağlar Empty
PostSubject: Re: Federasyon Değil, Bağımsızlık Kalıcı Çözümü Sağlar   Federasyon Değil, Bağımsızlık Kalıcı Çözümü Sağlar Empty23.03.10 21:45

Kurdistanin ,binlerce tarihi var olan bir ulkedir,adindan bahs edenlerin halen Fedresyon kelimesinin ne kadar anlamsiz oldugunu ,bu da bizi uzdugunu her yurtsever bilmelidir.Goruyoruzki dun bugune kadar yillasrca savas mis gozyle gorunen bir siyasetin, devlet,sonra fedresyon,daha simdi ise biz kardesiz seklinde yapti
gi cagrilariyla,Turk devletinde isine yardigini ic ice yasiyalim,acilim adi altinda sizde bizdesiniz binlerce yildir kardesiz gibi landirma ve aldatmaci poltikalarin artik bu cagin icinde yeri var olmadigi gibi butuin amaclarin kurdleri yok etme poltikalarin yaninda buyuk bir asmilasyon yaptirilarak kurdun on binlerce yillik tarihini yok etmeye calisanlarin ve onada destek vernlerin de onlarla is birlikci olarak calistiklari gibi buyukKurdistanin zenginliginden vaz gecmedikleri gibi su an Dersimde ve Kuzey Kurdistanin her yerinde buyuk opersyon guclerin kurdistanda var gucuyle havadan kardan en buyuk opersyonlarin acaba neden yaptiklari ortdadir.Halen birlikte ve kardesce yasayalim diyenlerin bir gun bu Halkimiza bunlarin verdigi en buyuk acilarin hesabini mutlaka verceklerdir.Kurd Halkini yukarda bahs edildigi gibi Kurt-kuzu misali gibi kurdleri icine alip ionnlari acimasizca belki buyuk bir soy kirimin varligini yaratacaklardir.
Dun denen bu sahasilarin orgutu Fedresyonu acaba Turk devletti kabul ettigini gorduknmu asla bunun yaninda dilini serbestligi icin savasan parlamenterlerin var oldugu bir ulkede acilim adi altinda Halkimizi kandirmaya ve aldatmnaya calisanlarin asla Kurd dostu olmadiklari gibi acikca Kurdleri dagitmak,bitirmek,kastliam yapmak suretiyle bu politikalarin var oldugunu unutmiyalim,
Yani Fedresyon,acilim gibi sozlerin Buyuk Kurdistanin gelecegine asla etki ve tepki etmiyecektir.Kurdler onurlariyla ve gururlariyla kendi buyuk Ukusal bagimsizlik ve ozgurluk mucaadelesi sonuncunda bayragina ve Bagimsizligina mutlaka ozgurce kavusacaktir.
Halkimiz onurlu,gururlu buyuk bir Ulustur onu kimse aldatmiyacaltir,Isbirklikci ve hayinlerinde mutlaka cezalarini alacaklardir.
BAGIMSIZLIKTAN BASKA CAREMIZ YOKTUR.KURD HALKI OZGURCE DILIYLE KULTURUYLE,POLTIKASIYLA,SIYASETIYLE,PAZARIYLA OZGURCE YASITACAKTIR.
NEWROZ PIROZ BE,
BIJI KURDU U KURDISTAN
Back to top Go down
Sores

Sores


Mesaj Sayısı : 22
Kayıt tarihi : 2010-03-01

Federasyon Değil, Bağımsızlık Kalıcı Çözümü Sağlar Empty
PostSubject: Re: Federasyon Değil, Bağımsızlık Kalıcı Çözümü Sağlar   Federasyon Değil, Bağımsızlık Kalıcı Çözümü Sağlar Empty24.03.10 1:03

Biji Dersim Kalan bra
Back to top Go down
 
Federasyon Değil, Bağımsızlık Kalıcı Çözümü Sağlar
Back to top 
Page 1 of 1
 Similar topics
-
» İslam neden barışçı değil?
» Bağdat Parlamento Seçimlerine İlkesel Değil, Taktik Olarak Yaklaşılmalıdır
» Bagimsizlik Suc mudur?
» Bağımsızlık Düşü
» Koyun Çalmak ya da Bağımsızlık

Permissions in this forum:You cannot reply to topics in this forum
 :: Bixêr û bi Ehla! * Welcome! * Hos Geldiniz! :: Peşarî | Politika-
Jump to: