Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
HomeHome  Latest imagesLatest images  SearchSearch  RegisterRegister  Log in  
Kürd Ulusu'nun Çıkarları; Her Türlü Parti, Kurum, Kuruluş, Örgüt ve Kişilerin Çıkarlarının Üstünde ve Ötesindedir. Her Şey Kürdistan İçin!

 

 Medler

Go down 
AuthorMessage
Admin

Admin


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 2010-01-12

Medler Empty
PostSubject: Medler   Medler Empty11.10.10 14:25

KÜRDİSTAN TARİHİ (MEDLER)

Ari özellik taşıyan ve bütün Aryanları bir bayrak altında birleştiren son imparatorluktu Medler.

Çağdaş bilim adamlarından Ufalvi, Huslap, Zabrowski, ve Oppert gibi düşünürlere göre: Elam, Hatti(Hitit), Mittani, Muşki, Horri, Xaldi(Urartu), Kassit, Someri(Sümer) ve Gotilerin aksine Zagroslar’dan inmeden gelişme gösteren tek Aryan imparatorluğu Medler’dir.

Bu toplulukların başlangıçta tek dil, din ve kültür öğelerini paylaştıkları, ancak süreç içinde dağıldıkları coğrafi alanlarda değişik isimlerle (egemen aşiret) adlandırıldıklarını vurgulamaktadırlar.

Asur kaynaklarında Urumiye Gölünün güney tarafını kapsayan Zagros Bölgesi Amadia, Madia, Mada, Mata, Mania ve Méd olarak isimlendirilmiştir.

Bugün hala Türkiye ve Irak Kürdistan’ı sınırları içinde aynı bölgede Méd, Mate, Muté, Amédi ve Amed gibi isimlerle tanınan bir çok köy, kasaba ve şehir bulunmaktadır.

Mahallinde yaptığım gözlemlerde bu yerleşim birimlerinin gerek nüfus ve gerekse tüm diğer yönleriyle her zaman Kurdi ve kısmen de Asuri özellikler taşıdığını fark ettim.



Herodot, ilk Med birliğinin Dayakku adlı bir bilge tarafından kurulduğunu (M.Ö.728-673) belirtir.

Dayakku altı büyük Aryan aşiretini Méd veya Madaiye aşiretinin önderliğinde birleştirerek Aryanları yeniden organize etmiştir.

Bu krallık doğarken Asur tahtında 2.Sargon bulunmaktaydı.

Yeni krallığı tehdit unsuru sayan 2.Sargon, Medya bölgesine saldırarak tüm bölgeyi işgal eder ve kral Dayukk’u sürgüne gönderir.

Sargon Medyayı işgal ettikten sonra kuzeye yönelerek Xaldi’nin kutsal kenti Musaşir’e (Gever) yönelir. Kenti ve Xaldi tapınağını yağmalayarak yerle bir eder. Xadilerin bilim ve kehanet kenti olan Musaşir/Gever’in yağmalandığını duyan Xaldi kralı 1.Rusa’nın bu haber üzerine intihar ettiği Asur anılarında yazılmıştır.

2.Sargon’un M.Ö.715 yılında yaptığı bu saldırı sırasında Medya da henüz kuvvetli bir merkezi otorite yoktu..

Asur ordusu Medya alanlarından çekildikten sonra Medler tekrar birlik sağlamaya çalışmışsa da kuzeyden gelen İskit ve Kimmer saldırıları sonucu bozguna uğramıştır.

Kuzeyden gelen İskit ve Kimmer akınları sonucu Xaldi tamamen dağılmış ve Medler de ikinci bir yenilgi almışlardı.

Bazı kaynaklarda Medya ve Xaldi krallıklarını çökertmek için İskitlerin Asurlularca davet edildiği yazılmaktadır.

Yapılan araştırmalara göre Asya kökenli olan İskitlerin hem Ural Altay, hem de İndo-Europan özellikler taşıdıkları belirtilmektedir. Bu nedenle bunların Turan mı, yoksa İndo-europan mı oldukları henüz kesinlik kazanmamıştır.

Ancak, İskitlerin Ön Asya’ya dağılmaları Asurluları da rahatsız etmiş ve Asur ordusu İskit tehlikesini bertaraf etmek için Medya alanlarına tekrar sefer düzenlemiştir.

Bu sırada Medyada birliği yeniden kuran Dayukk’un oğlu Fratoes (Fırat) Asur saldırılarına karşı gelerek Asur topraklarının bir kısmını da işgal eder. Ancak savaş sırasında öldürülünce Medya ordusu Zagroslar’a geri çekilmek zorunda kalır.

Fratoes’in öldürülmesinden sonra oğlu QEYSER (Batılı kaynaklara göre Kyaksares) Medyanın başına geçer.

Medyanın yeni kralı İskitleri ve diğer düşmanları ülkesinden kovmak için öncelikle aşiretler arası birliği sağlamaya çalışır. İlk başlarda başarısız olmasına rağmen daha sonraki girişimlerinde oluşturduğu güçlü ordusu sayesinde başarılı olur.

Herodot’a göre Qeyser bir eğlence partisinde İskit komutanlarını gafil avlar ve hepsini kılıçtan geçirerek İskitleri Medyadan kovar.

İskit terörü sona erdikten sonra bu sefer de Asurlulara karşı harekete geçer.

Afrika’nın barbar kavmi Akad’ın devamı olan Asurlar Ön Asya’da ölüm makinesi gibi Aryan boylarına büyük katliamlar yapmıştı.

Bu ölüm makinesini durdurmak için güçlü ve büyük bir orduya ihtiyaç vardı.

"Ayrı gruplar halinde kendi başına buyruk yaşayan topluluklar ancak milli bir zulüm karşısında birleşebilirler.” S.M.Toli.

Qeyser öncelikle dağınık olan Aryan aşiretlerini bir araya getirip güçlü ve büyük bir ordu kurması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden aşiretler halinde yaşayan Aryan boylarını birleştirmek için yoğun bir çaba sarf eder.

Bu sırada Hindistan’dan gelen çalgıcı, gaspçı, Çingene Parseklerin ( Farslar) talan ve saldırılarla Medyada huzuru bozduğunu haber alan Qeyser, öncelikle bu sorunu hal etmeye yönelir.

Asur belgelerinde " Parsuma" (Farslar) olarak adlandırılan bu kavmin Hindistan yöresinden doğu Zagroslar’a göç ettikleri, bunların dilencilik, dans ve gösteri yaparak hayatlarını kazandıkları, bu yüzden Aryanların bunlara "Parsenk" (Kürtçe dilenci, sığıntı demektir) adını verdikleri yazılır.

Herodot,, Ari halktan dil, din, giyim ve diğer kültür öğeleri farklı olan bu Hint-İranlılara "Artés" demiştir.

Çağın yüksek kültür düzeyine erişmiş bulunan Aryanların "Hint göçebelerine "Parsenk" ismini verdikleri ve Qeyser’in bu göçebe halkı ıslah etmek için Mezopotamya’nın Elam’daki çorak topraklara yerleştirdiği yine Asur belgelerinde geçmektedir.

Parsekler daha sonra ünlü Pers imparatorluğunu kuracak olan günümüzdeki Farslar olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

Pers sarayında doktor olarak çalışan Ctesias, "Perslerin damarında Med kanı bulunmamaktadır.” Der.

Rus tarihçisi Griyeft ise, Perslerin başta dil olmak üzere tüm kültür öğelerini Med Ariler’den aldığını yazmaktadır.

Halen Aryanda göçebe olarak dolaşan ve kendilerine Mitruh – Mıtrıb adı verilen ve fiziki olarak farklı, fakat diğer tüm olguları ve dilleriyle günümüzdeki Aryaların niteliğini kazanan (Parsenkler) Farsların orta Asya göçmeni Turancılar ve Afrikanes Araplar kadar Aryan toprakları ve kültürünü talan ettiklerini öğrenmiş bulunuyoruz.

Tarihin bilgi kaynaklarından anlaşılıyor ki, Afrika kökenli Araplar, Orta Asya bozkırının göçebe Turancıları ve Hint menşeli Farslar binlerce yıldır Aryan yurdunu ve kültürünü talan ederek kendilerine yeni yaşam alanları yaratmaya çalışmışlardır. Bu nedenledir ki, Aryan mirasçıları olan Kürtler, barbar talancı toplumların arasında pazarlık konusu olmuş ve ittifakla yok edilmeye çalışılmıştır.

Kısacası, çölden gelen göçebe talancılar uygarlığın efendilerini derdest etmişlerdir.

Bu nedenle Rus bilgin Halfin der ki; Kürtler, atalarının kadim zamanda yaşadıkları üstün kültürün ve İslam’daki “din kardeşliği” prensibinin etkisinde kalarak diğer halklarla barışık yaşamayı tercih ettiler, ancak bu onların devletsiz kalmalarına sebep oldu”

Ünlü İtalyan siyaset adamı Makyavelli bile ;” Medler o kadar uygarlaştılar ki, erkekleri bile güzel görünmek için kadınlar gibi bakım yapıyorlardı.” Der.

Bugün bile Irak Kürdistan’ında erkekler bakımlı olmak için eskiden kalma bazı alışkanlıklarını hala devam ettirmektedirler.



Qeyser, Parsenk /Farsları ıslah ettikten sonra esas düşmanı Asur’a yöneldi.

Çağın barbar ölüm makinesi olan Asur imparatorluğunu yok etmek için Medya birliğini sağladı ve bir başka Aryan boyu olan Lolobi hanedanını kendine bağlayarak Asur’a giden yolu güvenceye aldı.

Bu dönemde Asur tahtında kral Şin-Şar-İşkun bulunuyordu.

Aynı zamanda Babil devleti de Asur’un yıkılmasını hedefliyordu fakat Asur’a karşı yaptığı tüm seferlerde başarısız olmuştu.

M.Ö.615 yılında Med kralı Qeyser Kerkük bölgesini ele geçirerek Ninova’yı (Musul) kuşatır. Ninova kuşatması uzun sürünce Med ordusu güneye yönelerek diğer Asur kentlerini ve Asur’un başkentini ele geçirir.

Güneyde bulunan Babil devleti bu savaştan zarar görmemek için Asur’u işgal eden Med ile akrabalık ve ittifak kurarak Asur’a karşı büyük bir güç oluşturulmasını sağlar. Bazı kaynaklarda Babil ordusunun Medlere yardım ettiği bu ittifak ve akrabalık ilişkisine dayandırsa da bunun doğruluğunu gösteren belgelere henüz rastlanmadığı bildirilmektedir.

Bu savaş sonrası Asur imparatorluğu tümden Medlerin eline geçer, ancak Harana kaçan Asur asilzadelerinden Asurbalit’in yeniden devlet kurmaya çalıştığı haberi üzerine Qeyser, Harran üzerine yürüyüp Kargamış’ı ele geçirir. Asurbalit’in yardımına akraba Mısır ordusu gelir, ancak müttefik ordular Med ordusu karşısında büyük bir yenilgiye uğrar ve Asur uygarlığı tarih sahnesinden silinir.

Bundan sonraki dönemde Qeyser’in Medya içindeki sorunlarla uğraşıp iç huzuru sağlamaya çalıştığı ve imarla ilgilendiği Herodot, Ctesias ve Herxfeld tarafından bildirilmektedir. (Medler devam edecek)



Fikret YAŞAR



 

KAYNAK;

*Arya Uyg.Kürt. S.M.TOLİ

*Kurdistan Tarihi E.XEMGİN

*TORİ

*HEREDOT



Fikret Yaşar
fktyasar@gmail.com
Back to top Go down
https://serxwebun.forumieren.com
Admin

Admin


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 2010-01-12

Medler Empty
PostSubject: Re: Medler   Medler Empty11.10.10 14:26

“Kurt karın doyurmak için köpekliğe razı olmaz!!”

Ama ne yazık ki insan farklıdır, bazıları bir ihale almak ve biraz daha rahat yaşamak için her role girer.

İhaleci ve cemaatler tarafından uyuşturulan Kürtler karın doyurmak üstüne kurdukları yaşamlarında Kurdi sorumluluklarını unuttukları için, çıkarcı devşirme egolarıyla hareket etmektedirler. Bu yüzdendir TC sürecinde esarete yazılmış kaderimiz ve ölümlere koşulmuşuz her köşe başı ve yol ayırımında.

Devşirme egonun yarattığı bölünme sürdükçe “iyi çocuklar” işlerine devam edecektir.

Kendi yurdunda başkalarına uşaklık yaparak karın doyuranlar, ne tanrı katında ne de insanlık katında makbul değildirler.



MEDLER 1. bölümde Aryanların Mezopotamya’da İslamiyet öncesi kurdukları son imparatorluğun kuruluş aşamasını kısaca yazmıştım. Bu bölümde de gelişme ve yıkılışlarını özet halinde sunmaya çalışacağım.



Med İmparatorluğunun en önemli krallarından Qeyser veya Kiya-ser zamanın barbar kavmi Asurları tarihe gömdükten sonra imparatorluğun sınırlarını genişleterek imara çalışır.

Babil’de kurulu bulunan Aryan devleti Qaldaharlılarla akrabalık ilişkisini geliştirdikten sonra güney sınırlarını sağlama alan kral, doğudaki sınırını Aral yurduna, kuzey sınırlarını da Kafkaslara kadar genişleterek tüm orta doğu ve ön Asya’ya hükmetmeye başlar.

Batıdaki sınırını da sağlama almak için Batı Anadolu’dan Aryan yurduna giren Trako-Frig, Armen (Ermeni) göçünü Kızıl Irmak dolaylarında durdurmaya çalışır.

İlk göç dalgasıyla Kızıl ırmağı geçen bir kısım Ermeniler Xaldi / Urartuların yıkılmasından sonra Aras boylarına yerleşerek Artaksiyad adlı bir krallık kurmuşlardı. Qiya-ser batı ve kuzey sınırlarının güvenliği için bu krallığı da sınırlarına katarak bölgenin yerlileri olan Horri ve Xaldi halkını Ermeni boyunduruğundan kurtararak tüm bölgeyi egemenliğine alır.

Medlerin Kızıl ırmak sınırlarına dayanması kendini küçük Asya’nın tek hakimi gören Lidya kralı Allyates ile Med kralı Qiya-ser’i karşı karşıya getirir ve savaş kaçınılmaz olur.

Zenginliği ve gücüyle övünen Lidya kralı Allyates Medlerle beş yıl süren savaş sonrasında meydana gelen ay tutulmasını “tanrılar savaş istemiyor” diye yorumlayınca Qiya-ser ile barış yapmaya karar verir. Bu nedenle Allyates kızını da Qiya-ser’in oğluyla evlendirip Kızıl Irmağı (Halys Irmağı) her iki devlet arasında sınır yapmaya razı olur.

Kiya-ser bu sefere çıkarken Anadolu’da bulunan son İskit kalıntısını da bir daha geri gelmemek üzere Orta Asya’nın çöllerine geri göndermişti.

Med devletini İmparatorluk haline getiren büyük kral Anadolu seferinden sonra ölünce yerine oğlu Astyages geçer.(M.Ö.585-550)

Astyages babasının miras bıraktığı imparatorluğu 35 yıl gibi bir süre yönetir. Gördüğü bir rüyanın kötüye yorumlanması üzerine kahinlere ve tanrılara kızarak kızını bir Parsla (Fars) evlendirir.

Rüyasında kızının cinsel organından bir ağacın çıktığını ve bu ağacın tüm imparatorluğu kapladığını görür. Bunu yorumlayan kahinler; kızının evleneceği kişi tarafından imparatorluğun ele geçirileceğini ve saltanatının yıkılacağını söylerler. Kral bunun üstüne kızını kendisine tehlike olmayacak en aşağı tabakadan bir Pars (dilenci /Çingene) oymak başı ile evlendirir.

Damadını Anzan prensliğine atayan kral kehanetin gerçekleşmeyeceği umuduyla yaşar. Oysa kaderi tanrı tarafından belirlenen kral için kader ağlarını örmüştü. Bu evlilikten kendisini tahttan indirip Med imparatorluğunu yıkacak olan torunu Koros (Kyros) dünyaya gelir.

Koros, bir Med prensesinin oğlu olmaktan dolayı kendini tüm Parsların lideri olarak tanıtıyordu. Bu sırada Med ordusunda önemli görevler üstlenerek bazı zaferlere adını yazdırır. Ordudaki gücü eline geçirdikten sonra da Pasargat kentini ele geçirerek bağımsızlığını ilan eder..

Bağımsızlık ilanından sonra Babil’de kurulu bulunan Qaldahar (Aryan) devletini de yanına alarak dedesi Med kralı Astyages’e karşı büyük bir güç oluşturur. Önceleri bu duruma önem vermeyen Astyages torununu başkent Ekbatan’a davet ederek gerçeği öğrenmek ister. Koros bu daveti ret eder. Bunun üstüne dedesi Med ordusunu Korosun üstüne gönderir. Ordu komutanı emrindeki ordu ile Korosun tarafına geçince dede kral kalan orduyla torununun üstüne yürür.

Babil belgeleri bu konuda şöyle der; "Astyages ordusunu toplayarak Anzan kralı üzerine yürüdü. Med ordusunda ihtilal çıktı. İsyan eden askerler hükümdarlarını Koros’a teslim etti." Herodot da bu olayı doğrulamaktadır.

Koros dedesini teslim aldıktan sonra tüm Medyaya hakim olur ve Med imparatorluğunu Pers imparatorluğuna dönüştürür.

Astyages kahinlere ve tanrılara kızmış ve kızını bir çingeneye vererek kehaneti önlemeye çalışmıştı, ancak, bu tercihiyle dilenci göçebe bir topluma güç ve destek vererek imparatorluğun yıkılmasına sebep olur.

Kehanet gerçekleşmişti.

Med imparatorluğu sadece topraklarını ve iktidarını kaybetmedi, Rus tarihçi Griyeft’in dediği gibi, Parslar Medlere ait dil, kültür ve tüm diğer hazinelere sahip çıkıp Med saltanatı üzerinden günümüze kadar saltanat yürüttüler. Ayrıca, Aryan olan toprakların adını da İran olarak değiştirdiler.

Yine batılı tarihçilerin belirttiğine göre bugünkü İranlılar, Medlerin üvey çocuklarıdır. Kullandıkları her şey efendileri olan Medlere aittir.

Bir rüyadan yola çıkan imparator, bir halkın tüm geleceğini Parslara kaptırarak Aryan yurdunun göçebe talancı toplumlara yurt olmasına sebep olmuştur.

Bu talan ve yağmaya rağmen, Pars / Fars dili zenginlik bakımından hala Kürt dilinin gerisinde kalmaktadır.

Fransa'da yayın yapan tanınmış dil dergilerinden Le Français Dans Le Monde, 2008 yılında yayınladığı " dünyanın en etkili ve zengin dilleri" listesinde, ( listesinde, (bütün yasaklamalara rağmen) (!) binlerce dil içerisinde ilk 30 dilin ardından 31"inci sırada Kürtçeye de yer verdi.

Derginin sıralamasına göre İrani diller içerisinde en etkili dil olarak bilinen Farsça, bu sıralamada Kürtçenin gerisinde kalmıştır !!!

Kürtçe yasak olmasaydı da devlet dili olsaydı eğer, şimdi dünyanın ilk on dili arasında yer alırdı.

www.cgi/http://www.kurdistan-post.org/News-file-article-sid-24756.html" target="_blank" rel="nofollow">http://anonymouse.org/cgi-bin/anon-www.cgi/http://www.kurdistan-post.org/News-file-article-sid-24756.html

Med kültüründen sadece Farslar değil, daha sonra Aryan topraklarına yağmaya gelen ve yerleşen Türkmen boyları da faydalandılar.

Selçuklu ve Osmanlılar da Farsça dedikleri ama aslında Kürtçe olan dil ve kültür öğelerini kullanmışlardır. Ancak Kürt ve Kürdistan inkar edildiği için bu gerçek kabul edilmemektedir. Kürde ait olan her şey "Farsçadır" denilerek Kürt hafızası yok edilmeye çalışılmıştır. Oysa Farsça ile Kürtçe arasında belirgin değişiklikler var. Örneğin Kürtçede olan eril dişil ifadesi Farsçada yoktur.

Kürtlerin tüm değerleri yağmalandığı halde bu zengin Arya uygarlığı hala ayakta ve yeniden doğuşa hazırlanmaktadır.

Dolayısıyla, tarihin arka planından günümüzdeki Kürt sorununa bakılırsa eğer, bu sorunun bir demokrasi sorunu değil, işgale uğramış bir toprak sorunu olduğu görülecektir.

Takiye/politika yaparak Kürt taleplerini bağımsızlığın altında göstermek fayda vermemiştir, aksine savaş kirlenerek devam etmektedir.

Atatürk:" Mersin Sinop arası bıçak sırtı ile bir sınır çizmek zordur, zira Kürtlerle Türkler hısım akraba oldular…diyerek Anadolu’daki Kürt ve Türk sınırını işaret etmiştir.

Bu sınır, Medlerin 2500 yıl önceki batı sınırıydı.

Kürtler tez zamanda bu sınırı telaffuz edecek bir lider bulmalı…

Ve bu lider Qiya-ser’in askeri ve siyasi dehasına sahip olmalıdır. ( devam edecek)



Fikret YAŞAR

 

Kaynak:

-Arya Uyg.Kürt.S.M.T.

-Herodot

-Kürdistan Tarihi E.Xemgin

-www.kurdistan-post.org

-2000 dergisi



Fikret Yaşar

fktyasar@gmail.com
http://www.kurdistan-post.com/modules.php?name=Niviskar&op=viewarticle&artid=2420
Back to top Go down
https://serxwebun.forumieren.com
 
Medler
Back to top 
Page 1 of 1

Permissions in this forum:You cannot reply to topics in this forum
 :: Bixêr û bi Ehla! * Welcome! * Hos Geldiniz! :: Mêjû a Kurdistan | Kürdistan Tarihi-
Jump to: