Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
HomeHome  Latest imagesLatest images  SearchSearch  RegisterRegister  Log in  
Kürd Ulusu'nun Çıkarları; Her Türlü Parti, Kurum, Kuruluş, Örgüt ve Kişilerin Çıkarlarının Üstünde ve Ötesindedir. Her Şey Kürdistan İçin!

 

 Kürtler, İslam Kardeşliği Adı Altında Kandırılıyor!

Go down 
AuthorMessage
Admin

Admin


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 2010-01-12

Kürtler, İslam Kardeşliği Adı Altında Kandırılıyor! Empty
PostSubject: Kürtler, İslam Kardeşliği Adı Altında Kandırılıyor!   Kürtler, İslam Kardeşliği Adı Altında Kandırılıyor! Empty23.09.13 20:06

Kürtler, İslam Kardeşliği Adı Altında Kandırılıyor!


Kadir Amaç


Ape Musa’ın Anısına


Kürdistan’ın işgalcileri ve tecavüzcüleri, İslam kardeşliği adı altında Kürtlerin millileşme ve devletleşme temayüllerine yüzde yüz engel olduklarını daha önceki çalışmalarımızda dile getirmiştik.  Son olarak Kürt halkının kendi öz toprakları üzerinde millileşme ve devletleşme temayüllerini tehlikeli bir refleks olarak değerlendiren Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas olacaktı.

Mahmut Abbas, Filistin halkının ve Müslüman Arap dünyasının Kürt halkıyla ne derece kardeş olduklarını şu sözleriyle bir kez daha ortaya koyacaktı: “ABD, Suriye’ye saldırırsa bu, Esad’ın düşmesine ve bir Kürdistan devleti kurulması gibi vahim bir sonuç ortaya çıkaracaktır.”


Abbas’ın Kürdistani hedef alan bu düşmanca sözleri, 1991 ile 1994 yılları arasında Filistin halkının, devletleşmesi ve özgürleşmesi için Türk polisinin, kafama ve sırtıma indirdiği fiyakalı joplardan dolayı ben de muazzam bir pişmanlık bilincini uyandırmaya vesile olacaktı.

Oysaki hakikate İsrail devletinin, Filistin halkının başına getirdiği felaketlerin yüz binlerce mislini Kürt halkıyla İslam kardeşi olduğunu söyleyen abdestli, gasıqin ve yukezzibun çetelerin getirdiğini bilmemiz lazım.

Siyasal Arap, Türk ve Fars İslamcılık hareketi altmış yıldır Kürt halkına ve Kürt İslamcılarına, İsrail devletine ve halkına düşmanlık ve lanet okuma kültürünü empoze etmiştir. Oysaki, İsrail devleti ne Kürdistan topraklarını ne de Filistin topraklarını işgal etmiştir. Ayrıca ne Kürtlerin ne de Arapların dilini yasaklamıştır. Sadece Kadim Filistin toprakları üzerinde yaşayan yerli bir millet olarak devletleşme hakkını kullanmıştır. Çünkü onlar Filistin’li Yakub’un, İbrahim’in ve Musa’ın çocuklarıdırlar.

İşin en garip tarafı ise Müslüman halkların yüzde doksanın bu gerçeği bilmediğidir. Çünkü kuran; şöyle diyor: “Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan sürüp çıkaranları ve sürülüp çıkarılmanız için arka çıkanları dost edinmenizden sakındırır.” (Mümtehine,9) İkincisi, Hz..Muhammed, Medineli Beni Kaynuka, Beni Nadir ve Beni Kureyza Yahudileriyle dünyanın en özgürlükçü toplumsal sözleşmelerinden biri olan Medine sözleşmesini yapmıştır. Ama Eski İran Cumhurbaşkanı Ahmedi Necat, bu gerçeği bildiği halde Yahudi milletiyle hoşgörü ve diyalog kültürünü geliştirmek yerine, Yahudilerin kendi öz topraklarından Alaskaya sürülmelerini teklif etmiştir. Aynı şekilde Türk devlet yetkilileri, Kürt halkına karşı antisemitist politikalar uygulamıştır. Başta Atatürk, Yusuf Akçura, Mahmut Esat Bozkurt, Nihal Atsız ve son olarak Türk başbakan Recep Tayyip Erdoğan  “Türk devletine itaat etmeyi sevmiyorsanız çekip gidersiniz!” demiştir.

İkincisi, 1969 Yılında 57 Müslüman ülkenin dışişleri bakanlarının bir araya gelerek kurdukları, Avrupa Konseyı ve Birleşmiş milletler gibi uluslararası tüzel kişiliği olan tek uluslararası İslam birliği teşkilatıdır. Bugüne kadar yaptığı 16 zirve toplantısında Tüm Müslüman milletlerin yaşadığı problemleri gündem ve tartışma konusu yapmıştır.  
Ancak Ortadoğu’nun ve İslam dünyasının en büyük meselesi Kürt ve Kürdistan davası iken, ne İslam Birliği Teşkilati ne Müslüman devletler topluluğu ve ne de  Müslüman milletler nezdinde sorun olarak telaki edilmiştir.


Eğer Kürdistan meselesini İslam kardeşliğinin bir prensibi olarak tasavvur etmiş olsaydılar, Muhacir ve Ensar formülasyonunu pratikleştirecektiler ve muhakkak İslam Birliği teşkilatı, Müslüman devletler topluluğu resmi bir açıklama yaparak Kürdistan meselesiyle kardeş olduklarını beyan edecektiler. Hakeza Müslüman halklar düzeyinde ise protestolar biçiminde tezahür edebilirdi.


Ancak saydıklarımızın hiç bir tanesi gerçekleşmeyip, Kürtlerin nasıl da İslam kardeşliği adına kandırıldığının binlerce somut örneklerinden bir kaçını sıralamış olduk. Dolayısıyla, Kürdistan davasının ve Kürdistan halkının ne İsrail’le ne Amerika’yla ve ne de Batı’yla bir sorunu vardır.


Ancak enformasyon,  diploması ve jeostratejik noktalarda bir takım sorunları olmuştur. Hakikate Kürt ve Kürdistan davasının maktülleri, işgalcileri, günahkârları, tecavüzcüleri… İslam kardeşliği maskesi altında saklanan yukezzibun çetesidir.

Bu zaviyeden hareketle, sahih ve özgün İslam’ın yüzde yüz anlaşılır bir din olduğunu söyleyebiliriz. Ancak onu yörüngesinden çıkaran ve onu anlaşılmaz kılan mezhepler, cemaaatler, siyasi organizasyonlar ve devletlerdir.

Kürdistan’da son elli yıl içinde pazarlanan sol ve İslam tandasli inanç ve düşünce biçimlerinin,   Kürdistani ruhlarımızı, gönüllerimizi ve zihinlerimizi eşekleştirmekten başka hiçbir işe yaramadığını gördük. Topraklarımızda inanç ve düşünce adına dolaşan bu adamlar, İşgalci Türk generallerin ve valilerin yapmadıkları tahribatları yaptılar. Bizim ellerimize Kur’an ve Das Kapital’i tutuşturdular kendi ellerine kutsal topraklarımızı aldılar.


Özgün İslam ve özgün Sosyalizim adına ruhlarımıza, zihinlerimize ve gönüllerimize, oryantalist ve evangelist düşünce ve inanç ürünlerini enjekte ederek,  zehirlenmemizi ve eşekleşmemizi sağladılar. Zihinlerimize, ruhlarımıza ve gönüllerimize enjekte edilen bu Halife İslamı, Emevi İslamı, Abbasi İslamı,  Safevi İslamı, Osmanlı İslamı, mezhep İslamı, Senusi İslamı, Velayeti fakih İslamı, İhvan İslamı ve aynı zamanda Hz. Muhammed’in özgün ve özgür  İslamına da  ihanet etmiştir.

İslam Peygamberini, Ehlibeytini, Müslüman halkları ve diğer inançlara sahip olan halkları alçakça dolandıranlar, ihanet edenler ve katledenler Kürdistan halkıyla İslam kardeşi olamayacklarını bilmemiz gerekiyor.

İslam Peygamberini dolandırmaktan ve ihanet etmekten zerreyi miskal kadar haya ve ar etmeyen Arap, Türk ve Fars unsurları, Kürt halkına reva gördükleri korkunç katliyamlardan dolayı, haya ve ar edeceğini beklemek; büyük bir yanılgı olur. Bu eşekleştirilmiş kardeşlik ilişkilerimize, eksen kaymalarımıza ve yanıltıcı okumalarımıza; bilimsel Kuranı okumaların, rasyonel okumaların ve Ehmedê Xani’nin okumaları yüzde yüz faydalı olacağını düşünüyorum.
Çünkü bu İslam biçimlerinin, yeryüzünde Allah’ın koyduğu sunnetullah ve hukukullah  yasalarını Allah adına nesh ederek,  kendi asabiyelerine ve umranlarına uygun bir ilahiyat meydana getirildiği gerçeğini görmemizi sağlayacaktır. Bu ehven-i şer çetesi, yeryüzünde birçok memleketi Uhud Okçuları gibi ganimet bilip milyonlarca insanın kanına girdiler.

Kan ve vahşet kültürüyle ilahiyat kodlarını inşa ettiler. Dolayısıyla cehalet, günah ve vahşet sıkalası üzerine maneviyatlarını bina eden Türk, Arap ve Fars unsurların İslami kardeşlik kandırmacasına insani, İslamı, Kürdistani,  ahlakı, vicdani ve adalet umutlarını bağlayan Kürt İslamcıları büyük bir gaflet ve delalet içinde olduklarını bilmelidirler.

Ülkemizi işgal eden Müslüman devletlerin ve siyasal İslam’ın tarihi cehalet, kan ve ihanet tarihidir. İslam'ın silahıyla silahlanıp Aziz İslam peygamberini ilk olarak arkadan vuranlar hiç şüphesiz en fazla tekbir getirip ona salavat çeken Medine'nin iki yüzlü insanları ve Uhud okçuları değilmiydi? Huneyn vadisinin kaçkınları, Peygamberin naaşını dört gün iktidar hırsları için bekleten, Beni Temin kabilesinden Ebubekir, Beni Ubey kabilesinden Ömer, Hazrec kabilesinden ise Osman, Zuhre kabilesinin aristokrat şefi Abdurrahman Avf, Beni Umeyye kabilesinin Aristokrat şefi Ebu Süfyan değil miydi?  Ve sonra isimlerini saydığım bu insanların çocukları bu kez Peygamberin ehlibeytini ve dostlarını en vahşi yöntemlerle İslam’ın silahıyla ortadan kaldırmadılar mı?

Muaviye’nin sahip olduğu Şam ordusu, bayraklarına Kur’an’ın Ayetlerini yazdırıp, Kuran’ın tamamını ezberleyen Nihrevan ordusuyla, Peygamberin eşi Ayşe ve Peygamberin en iyi arkadaşlarından Talha ve Zübeyr’i de yanlarına alarak, Peygamberin ailesini ve onun davasına bağlı olan bir avuç insan üzerine ordularını tekbirler eşliğinde saldırıye geçirip vahşice katledenler bunlar değil miydi?

Aziz İslam Peygamberin vefatından bir kaç yıl sonra Kürt halkını da aynı şekilde tekbirler eşliğinde ülkelerini işgal edip, mallarını ganimet ve onlar gibi Müslüman olmayan halkımızı vahşice katletmediler mi? Bugün İslam’ın ve Peygamberin ve Ehlibeyt’in temsilcisi olduğunu söyleyen zalim Ayetullah rejimi her gün binlerce insanın gözleri önünde Kürt gençlerini tekbirler eşliğinde vahşice vinçlere asmıyorlar mı?
 
Türk ve Arap güçleri bugün Kürt gerillaları üzerine en modern silahlarla Tekbir eşliğinde saldırmıyorlar mı? Muhammed’ın inşa ettiği değerler üzerinde sapkınlıkta ve cehalette sınır tanımayan Suud Şeyhleri ve Kralları dünyanın en şatafatlı saraylarında, otellerinde ve sahillerinde modern cariyeleriyle birlikte eğlenmiyorlar mı? Ülkemiz Kürdistan’ da adlarını ağzıma almaktan imtina ettiğim bir grup katil insan, Türk İslamcıların ve karanlık güçlerin desteğini arkasına alarak binlerce Kürdistanlı alim, aydın, gazeteci, siyasetçi, esnaf, köylü öğretmen ve öğrenciyi en  vahşi yöntemlerle katletmediler mi? 
 
Allah, Kürdistan ayetini diğer yaratığı ayetleri gibi Ehsenul takvim üzerine yaratmadı mı? Daha Sonra onu namaz kılan bu günahkârlar çetesi Esfele safilin yapmadılar mı?  Ülkemizi işgal, ontolojik varlığımızı inkâr ve fizyolojik varlığımıza tecavüz ederek hiç utanmadan bizimle kardeş olduğunu söyleyenler bunlar değil miydi?  İşgalçilerin ve inkârcıların kardeşlik hikâyelerine inananlar ancak aklını, ekmek ve peynirle yemiş Kürtlerdir! Oysaki bu kardeşlik senfonisi tüm zamanların en büyük yalanıdır.

Sonuç olarak; Kürdistan davasının tüm dinamikleri bundan sonra, Türk İslamcı ve Türk solcu  inanç ve düşünce  gruplarına,  toptancılarına perekendecilerine çok dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü her iki düşünce de ne Kur’anı ne de Das Kapitali temsil ediyor. Her ikisi de kan ve vahşet devletini sahipleniyor.

Türk devlet kültürün ve siyasal Türk İslam kültürün evlilikleri Atatürk ve Mehmet Akif Ersoy tarafından gerçekleştirildiği bilinmelidir. Mustafa Kemal Atatürk'ün çocukları ile Mehmet Akif Ersoy'un çocukları Türk siyasal egemenliğin mirası için boğalar gibi boğuştuklarını bilmemiz gerekiyor. Kürdistani mücadelede bu noktayı kavramak çok önemlidir. Çünkü ikisi de Kürdistan'ın ve insanlığın katilleridirler. Bu günâhkar ve müstemleke kültürle bizi kardeş yapanlar büyük bir yanılgı içindedirler.

Değerli Kürt halkı, hem İslami hem de sosyalist öğretileri iliklerine kadar, dibine kadar buram-buram yaşamlarına ihata etmişlerdir.

Dolayısıyla bundan böyle başkaları için ölecek kadar eşek olmak istemiyoruz! Halkımız için ölmek istiyoruz. Başkaları için Müslüman olmak istemiyoruz, başkaları için sosyalist olmak istemiyoruz, başkaları için demokrat olmak istemiyoruz. Kendimiz için Müslüman olmak istiyoruz, kendimiz için sosyalist olmak istiyoruz, Kendimiz için demokrat olmak istiyoruz, kendi aramızdaki ihtilaflarımıza, kavgalarımıza son vermek istiyoruz. Tecavüzcülerimizi af edip onlara kardeşlik ve barış elini uzatacağımıza kendi aramızda kavgalı ve küskün olduğumuz kardeşlerimizle barış ve kardeşlik iklimini tesis etmek istiyoruz.


Başkalarının, ülkemizi ve halkımızı temsil etmesini istemiyoruz. Kendimiz, ülkemizi ve halkımızı temsil etmek istiyoruz. Başkalarının mutluluğu için kafamızdan ve sırtımızdan sayısızca sopa ve kurşun yedik.

Halan da bizimle kardeş olduğunu ısrarla söyleyenler varsa, bundan sonra Kürt halkı için sayısızca, sopa ve kurşun yeme sırasının kendilerinde olduğunu bilmelidirler. İşgalçi ve tecavüzcü Türk generallerini, valilerini ve onların oryantalist uzantılarını, Kürdistani ruhlarımızla ve zihinlerimizle üflemenin, süpürmenin ve çocuklarımızın İstikbali için bağımsız ve özgür bir Kürdistan eylemini gerçekleştirmenin hayal olmadığını pek yakın bir zamanda herkes görecektir.  


Kadir Amaç
Back to top Go down
https://serxwebun.forumieren.com
 
Kürtler, İslam Kardeşliği Adı Altında Kandırılıyor!
Back to top 
Page 1 of 1
 Similar topics
-
» Devlet, İslam, Kürdler ve Darbe
» Kürtler, İslam ve İsrail İlişkileri…
»  "Reel İslam" sorgulanmalıdır
» İslam’da Reform, Kürdistan’da Devrim!
» İslam neden barışçı değil?

Permissions in this forum:You cannot reply to topics in this forum
 :: Bixêr û bi Ehla! * Welcome! * Hos Geldiniz! :: Peşarî | Politika-
Jump to: