Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
HomeHome  Latest imagesLatest images  SearchSearch  RegisterRegister  Log in  
Kürd Ulusu'nun Çıkarları; Her Türlü Parti, Kurum, Kuruluş, Örgüt ve Kişilerin Çıkarlarının Üstünde ve Ötesindedir. Her Şey Kürdistan İçin!

 

 Türkler Bu Topraklara Geldiğinde Kürd'ün Kaderi Karardı

Go down 
AuthorMessage
Admin

Admin


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 2010-01-12

Türkler Bu Topraklara Geldiğinde Kürd'ün Kaderi Karardı Empty
PostSubject: Türkler Bu Topraklara Geldiğinde Kürd'ün Kaderi Karardı   Türkler Bu Topraklara Geldiğinde Kürd'ün Kaderi Karardı Empty12.05.13 18:06

Türkler Bu Topraklara Geldiğinde Kürd'ün Kaderi Karardı

Nihat Budan

Her ne hikmetse, Kürdler ne zaman ulusal haklarını gündeme getirseler veya bu haklarını elde edecekleri döneme yakın bir gelişme ortaya çıksa, kendine Türküm diyen guruplar hemen ortaya çıkar ve temcit pilavı misali tarihin geçmişinde nasıl ittifaklar yaptık, nasıl savaşlar kazandık nakaratlarını tekrarlar dururlar.
Bu bayat laflar, insanı adeta çileden çıkarır.

Ağızlardan dökülen bu sahta kardeşlik lafları, yüz yıllara yayılan o dayanılması zor ihanet ilişkileri tekrar, tekrar bir film sahnesi gibi insanın gözleri önüne gelir.

İnsan bu sahte lafları duyunca, keşke bu bahis edilen ittifaklar olmamış olsaydı. Keşke bu ittifaka sebep, İslam dinini kabul etmeseydik ve Türklerle, İslam hukukunda, müslümanlar kardeştir diye kendilerine kucak açılmamış olsaydı.

Keşke bu aslını inkâr eden yamalı bohça topluluklar ile yolarımız kesişmeseydi.
Çünkü kendine türküm diyenler, bu coğrafyaya adım atıkları günden bu yana, Allah şahittir, Kürdler huzurlu tek bir gününün yüzünü görmediler.

Evlerine, Çocuklarına bir parça ekmek rahat götüremediler.
Her şeyden önce özgürlüklerini kayb etiler.
Dilleri yasaklandı
Kimlikleri inkâr edildi
Soyadları değiştirildi.
Dağların, ovaların, yaylaların isimlerine tahammül gösterilmedi.
Zorla asker alma dönemi başladı.
Bu zorbalığa itiraz edilince, toplum ileri gelenlerimize karşı savaş ilan edildi.
Bu zorbalığın ve ihanetin tarifini, Ahede Xani kendi dönem öncesini ve yaşadığı dönemi ayrıntılı açıklamıştır.
Bu yetmedi, halkımızın bağrında doğan her bir onurlu kürd evladını, ya hapishanelerde çürütüler, yâda bin bir iftira ve oyunla katıl etiler.

Kürdlerin tüm bu olanlara itirazı olunca, "ayrılıkçı, bölücü, Şaki, eşkıya, anarşi, terörist, Komünist, Ermeni, Yahudi",
Sıfatlarlarıyla itham edildiler.
Unvan özerine unvan kazandılar.
Yani kısacası kendi coğrafyamızda köle durumuna düştük.
Hata kölelerin bir statüsü var, Kürdün ise statüsü bile yok.
Tüm bunlar, bahsi edilen o kardeşlik lafları altında olmuş. Sözü edilen o birlikte fetih edilmiş cepheler sayesinde kazanılmıştır.
Hani o çok övülerek anlatılan, imanı birlikte kurtardık, kardeşliği pekiştirdik dedikleri kardeşliğin bir örneğini, Afrika toplumu yaşamış.

Hani, Kenya devlet kurucusu Jomo Kenyatta’ ın dediği gibi,
“Batılılar geldiklerinde elerinde İncil, bizim elimizdeyse topraklarımız vardı.
Bize gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğretiler.
Gözlerimizi açtığımızda, bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız vardı”.
Coğrafya farklı olsada çelişki aynı!
Aynı felaket kürdün başına gelmemiş, diyen kimseler varmı?
Allahın birliği, İslam’ın bütünlüğü amacımız dediler, kardeşlik nakaratlarını dizdiler, köprüyü geçer geçmez, Kürde ihanet etiler.
Tabiki sadece kürde değil!
Hani derler ya doğru söze ne demeli.
Sözün sahibi Afrikalı olsa, dile gelen bu hakikat, Kürdlerin durumu özetlemiyor mu?
İslam adına da olsa, bilmem ne adına da olsa geçmişten bu yana kurulmuş olan bu kardeşliğin Kürd halkına getirdiği felakete rağmen bu gün yaşasın halkların kardeşli diyen kardeşlerimizi anlamak olur gibi değil.

Ülkenizi talan edenler ve bu talanı korumak için her türden yalan, hileyi mubah görenlerle kardeşlik nasıl olur, aklım almıyor bir türlü?

Sonra talanı, yalanı amaç belemiş bu kardeşlerle, Kürdlerle neyi paylaşır, hangi dünyevi, insani değerlerde anlaşır?

Bu soruyu kendine sormayan her Kürd, ihaneti, teslimiyeti mutlak yeniden sorgulamalı?

Değerli okurlar, Kürdleri ve kendine türküm diyenleri şöyle bir ele alın ve karşılaştırma gereğini duyun.
Birde ifade etiklerimi, geçmişten bu güne yaşananlarla bir karşılaştırın.

Bir birine taban tabana zıt yaşamsal değer yargılara sahip iki millet birlik kurabilir, geleceği barışla taşlayabilir mi?

Bu güne değin neden birlikte huzur içerisinde yaşayamamışız sorusuna mutlak cevap bulunmalı ve bu kardeşliğin yeniden gelişmesine meraklı, sevdalı kardeşlerimize geçmiş, geleceğin aynasıysa ne olur yüzümüze bir daha kara çalmayın demek lazım.

Örneğin; Kürd, adalete, üretime hürmet ederken, Türk korkuya talana.
Kürd, yabancıya, misafirine hizmet eder, Türk yabancıyı yolar, misafiri evinde soyar.
Kürd tarım, hayvancılık işlerini kutsar, Türk askerliği.

Kürtler özgürlüklerine düşkün, bundan dolayı, aslanlar gibi dağlarda tek ve hür yaşama anlayışına sevdalı, Türkler ise ovalarda sırtlanlar gibi sürü halinde yaşamayı hürmet eder.

Din, iman işlerine gelince.
Dinin sahibi Allah görüyor ve biliyorki, kendine türküm diyen bu guruplar İslam’ı yürekten kabul etmediler.
İslam dinini talan amaçlarında araç olarak halen kullanma gereğini duyuyorlar.
Bunun böyle olduğu dolusu kitaplar yazar.

Orta Asya’da talanla geçinmeyi ahlak edinenler, Çin’e gidemiyorlardı, Arap ordularına yenilen Sasani xanedanı sonrası İran, Kürdistan ve Anadolu kaosa dönüştü.

Kaos ortamını fırsat bilen, Asya kavimleri hemen harekete geçtiler, Arap İslam ordularında paralı askerlik kaçınılmaz dediler. İslam’ın yayılmacı politikası, bu kavimlerin yeni alanları işgal etmek, ganimet toplamak için büyük fırsat.

İştah kabarmış, kılışlar kuşanmıştı.

İslam’ın kendilerine sunacağı bu olanağı değerlendiren turan kavimleri, rivayetlere göre Arap komutanları ile pazarlık üzerine İslam’ı kabul etiler.

Para karşılığında İslam ordularında görev alan bu kavimler zamanla İslam’ın kendilerine sağladığı haktan istifade ederek, İslamlaşma adına talan edilen verimli Anadolu topraklarını akın akın geldiler.
Dilerinde İslam, niyetlerinde talan ve işkâl!

Bu tarihi gerçekliği inkâr edecek hali varmı kimsenin?

Varsa şayet birisi, şu soruyu sorma hakkımız var.

Türkmenler, Özbekler, Gürcüler, Çerkezler, Çeçenler, Kırımlılar vb halkalar ne diye orta Asya’dan kalkıp Kürdistan'a, Anadolu'ya geldiler?

Ne Selçuk’un, ne Melik Şah ve nede Cengiz han’ın geliş amacında kardeşlik vardı!
Nede İslam’a hizmet!

Ne Alpaslan’ın ve nede Sultan Yavuz’ un ihaneti!
Ne Temurlenk’in ve nede Abdülhamit’in katliamları, Mustafa Kemalin entrikaları!
Bu ittifakların hangisin de kardeşlik vardı?
Bu ittifakların hangisine hürmet edilmeli!
Tarihi ittifak diye allandıra, ballandıra anlatılan Türk, Kürd ilişkisi sayesinde yaşanmayan acımı kalmış.
Şimdi anlatılan hangi kardeşlik lafları yaramızın kabuk bağlamasına kâfi gelirki?

Bilemiyorum; Türklerin bu tarihi ittifak nakaratlarına kulak veren ve yürek katan, kimi Kürd çevrelerin maksadı ne?

Acaba idea edilen bu ittifakların hangisi, Kürd halkına selametlik getirmiş?

Bir kere talanda pay sahibi olmak uğruna aslını inkâr eden bu guruplar, Kürdlerle neyi paylaşa bilirler.
Talan için baş kesen, kele deviren insanlar, elde edecekleri malımı, mevkii mi, yoksa yetkiyi mi, kürdlerle paylaşacaklar.

Bunu yapmazlar ve yapamazlar.

Çünkü paylaşma kültürü yerine alma kültürü egemen olmuş bir kere bu kavimlerde.
Örneğin, ABD, Vietnam’ı Fransa, Cezayir’i işgale kalktıklarında bu devletler kendi halkları tarafından protesto edildi, aydınları bilge insanları olup bitenleri eleştirdiler.

Peki, Kürdistan’ı işgal eden Türk devletine karşı bu güne değin, Türk halkı her hangi bir eylemde bulunmuşlar mı?
Hayır!
Peki neden?
Çünkü Türk halkı bu talandan besleniyor da ondan.
Dolayısıyla, farklı ruhi hali yete sahip Kürdler ve Türkler bir arada yaşayamazlar.
Hele bu satten sonra olması daha zor!
Çünkü bu güne değin kaç defa birlik kuruldu ve her kesrinde Kürd kazı oturdu.
Bu tarihi tecrübelerden sonra, tekrar bu yolda ısrar etmek gelecek yüzyılların heba olması demektir.

kurdistan-aktuel

Back to top Go down
https://serxwebun.forumieren.com
 
Türkler Bu Topraklara Geldiğinde Kürd'ün Kaderi Karardı
Back to top 
Page 1 of 1
 Similar topics
-
» ZİRYAB: Flamenko’nun babası ya da unutulmuş bilge bir Kürdün hikayesi

Permissions in this forum:You cannot reply to topics in this forum
 :: Bixêr û bi Ehla! * Welcome! * Hos Geldiniz! :: Nihêrîne Raman | Bakış Açıları-
Jump to: