Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
HomeHome  Latest imagesLatest images  SearchSearch  RegisterRegister  Log in  
Kürd Ulusu'nun Çıkarları; Her Türlü Parti, Kurum, Kuruluş, Örgüt ve Kişilerin Çıkarlarının Üstünde ve Ötesindedir. Her Şey Kürdistan İçin!

 

 Kürdistan’da yeni bir hareket ve örgüt üzerine düşünceler…

Go down 
AuthorMessage
Admin

Admin


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 2010-01-12

Kürdistan’da yeni bir hareket ve örgüt üzerine düşünceler… Empty
PostSubject: Kürdistan’da yeni bir hareket ve örgüt üzerine düşünceler…   Kürdistan’da yeni bir hareket ve örgüt üzerine düşünceler… Empty18.01.11 19:32

Kürdistan’da yeni bir hareket ve örgüt üzerine düşünceler…

İbrahim GÜÇLÜ


Kürdistan’da 1919 yılında başlayan ve 1938 yılında Dersim’de noktalanan ulusal ayaklanmalardan sonra, Kürtler bir bütün olarak tarih dışına itildiler, siyasetten tecrit edildiler. Kürtlerin siyasetten tecritleri, aynı zamanda Kürt ve Kürdistan örgütlenmesinin de son bulması anlamına geldi.

Bu durum, 1950 yılına kadar, yani Türkiye’de çok partili sisteme geçişe kadar devam etti. Türkiye’de çok partili sisteme geçişe karar verildikten sonra, Kürtler kendi siyasi partilerini oluşturmaları yasak olduğundan, Türk partilerinde yer aldılar. Özellikle de, açık devlet partisi olan ve Kürtlere katliamı, jenosidi, sürgünleri, hapis, cezalandırmayı reva gören CHP’ye karşı görece olarak devletten uzak duran Demokrat Parti’de (DP), Kürt kimliğiyle olmazsa da siyaset yapmaya başladılar. Bu süreç, kesintisiz bir şekilde devam edip bu günlere kadar uzanıyor. Sadece 1960’den sonra Kürt aydınları ve okumuşları, jakoben karakterli kesimi, Türk egemen sınıf partilerinden kopuşarak, Türk sol partisi TİP’te yer aldılar. Bu ayrışma, 1965 yılında Kürdistan Demokrat Partisi’nin kurulmasıyla radikal bir farklılaşma gösterdi. 1969 yılından sonra yeni bir kitlesel karakter kazandı. 1974 yılından sonra jakoben hareket, Kürdistan’da özgün örgütlenmeleriyle çoğulculaşmadı, çoklaştı. Yanı örgütsel jakoben ve otoriter sistem, ideolojik değerler itibariye farklılaşmamasına rağmen,, örgüt olarak farklılaşma sağladı.

Kürt ulusal jakoben hareketi, sürecin ana ve tayin edici unsuru oldu. Bu süreç, PKK ile trajik bir boyut kazanarak, tehlikeli bir yapı kazandı.

Bulunduğumuz aşamada Kürt ulusal herekti, topal ördek olamadığı gibi, tek ayaklı ördek de olmadı, ayaksız ayakları kesik ördeğe döndü.

1980’lerin ortalarından itibaren Kürdistan’da yeni karakterde bir hareket ve örgütlenme sorunu dayatmasına, yeni örgütlenme soğuk savaş sonrasında acil bir sorun haline gelmesi; soğuk savaş sonrasında Kürdistan’da ve Kürdistan dışında bu sorunun çözümlenmesi, yeni bir hareket ve örgütün yapılandırılması çalışmaları başarılı olamadı.

Bu başarısızlık günümüzde de bütün ağırlığıyla kendisini ortaya koymaktadır. Kürdistan’da yeni bir hareket ve örgüt sorunu yakıcı bir sorun olarak gündemimizde durmaktadır.

Kürdistan’daki mevcut örgüt sistemi, jakoben, otoriter, anti-demokratik, üretici sınıf ve tabakaları temsil etmeyen, ulusal değerlere yabancı bir örgütlenmedir. Yeni hareket ve örgüt yeni değerler sistemine dayanmak zorundadır.

Bu yeni örgütlenme için iki inisiyatif esas olarak çalışmalar yürütmekteydi. Bu inisiyatiflerden biri, “Kürdistan Parti Hareketi” ve diğer ise “Demokrat Kürtler Arayışı”dır.

“Kürdistan Parti Hareketi”, Haziran 2010 yılında değişik Kürdistan kentlerinden yurtseverlerin, “Kürdistan bütün Kürtlerindir” şiarı altında yaptıkları toplantı sonucunda, çerçevelenen bir “Toplumsal Sözleşme” üzerinde yürüyen; ilişki kurduğu ve görüşme yaptığı kişiler ve çevrelerle arasında bir barikatın oluşmaması için, kendisini ilân etmeyen, bugüne kadar sistemli olarak toplantılar yapan, bölgelerde “Görüşme Grupları” oluşturtan bir yapıdadır.

KADEP’in de yeni hareket ve örgüt arayışı sürecine katılımıyla, yeni bir hareket ve örgüt alanı çalışmaları genişledi. Yeni bir hareket ve örgüt arayışı içinde olan tüm kesimlerin önümüzdeki günlerde bir araya gelişi ile konuya ilişkin çalışmalar ve tartışmaların yeni bir düzeye ulaşacağı söz konusu.

*****

Bilindiği gibi 1990’ların sonlarında dünyada köklü ve radikal bir değişiklik oldu. İki sistemli dünya son buldu. Sosyalist sistem yıkıldı. Hür ve demokrat kapitalist dünya da kendisini yeniden yapılandırdı. Dünyanın bu yeni yapılandırma sürecinde, uluslar tarihin önemli ve tayin edici aktörü haline geldi. Bu nedenledir ki, Sovyetler Birliği İmparatorluğu’nun bünyesindeki 16 millet bağımsız devletler ve birçok ulusal topluluk da daha geniş özerklik haklarına kavuştular. Yugoslav’da 6 bağımsız devlet oluştu. Çekoslovakya, demokratik ve karşılıklı menfaat çerçevesinde bağımsız iki devlet oldu. Ulusların, kendi kaderlerini kendilerinin tayin hakkı ilkesi daha belirgin ve kapsamlı bir hal aldı.

Bu durum Kürt ulusu için de yeni olanaklar yarattı. Bu yeni olanaklar ve değişim sürecinin sonucunda, Kürdistan’ın Güneyinde federe bir devlet oluştu. Diğer Kürdistan parçalarında da bu olanakları değerlendirmek ve yeni dünya düzeninin değerleri üzerinden kapsamlı bir hareket tarzı ile yeni bir örgütlenme yoluna gitmek gerekir.

Bu yeni hareket ve örgütlenme, Kürt ulusunun kendi kaderini kendisinin tayin etmesini bütün modelleriyle ele alan, aşamalara ve koşullara göre benimseyeceği modelleri tanımlayan bir örgütlenme olacaktır. Bu nedenle, hangi aşamada federasyonu ve niçin, hangi aşamada devlet olmayı ve niçin, projelendirmek, tanımlamak, belirsizliğe yer bırakmayacak şekilde, kendi senaryosunu ve toplum projesini belirlemek zorundadır.

Bu yeni hareket ve örgüt, yeni dünya düzeninde, jakoben ve otoriter, üretici olmayan sınıfların oluşturduğu sisteme karşı, yeni aristokrat sınıf ve tabakalara dayalı ve jakoben sistemden ayrışan yeni demokratik değerleri bütünleyen ve içselleştiren yeni bir sisteme dayalı olmalıdır.

Bu yeni hareket ve örgüt, Kürt halkının özgürlüğü ve Kürdistan’ın bağımsızlığı için mücadele etmelidir.

*****

Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde, Kürt ulusal mücadelesinin ve öncülerinin en büyük problemlerinden biri Osmanlı ve Türk merkezli hareket etmiş olmaları; bağlı ve sömürgesi oldukları merkezlere bağımlı bir şekilde özgürlüğü kazanabilecekleri yanlışıydı. Kürt ulusal hareketi, 1965’lardan sonra Türk merkezinden uzaklaşma olmasına rağmen, gelinen noktada entegralist ve Türkiyeci bir hareket karakterini kazanmış durumdadır.

Bu nedenle yeni hareket ve örgüt, Kürdistan’ı kendisi için merkez alan; Kürt değerleriyle ve toplumuyla bütünleşmeyi kurgulayan, uygulayan bir hareket olmak zorundadır.

Bu hareket ve örgüt, “Kürt” ve “Kürdistan” kimliğiyle oluşmak ve kurumlaşmak durumundadır. Kürt ve Kürdistan kimliğiyle örgütlenmek, Türk ulusal ve siyaset değerleriyle, Türkiyecilikle organik ayrışmayı ve farklılaşmayı sağlayan en önemli enstrümanlardan biri olacaktır.

*****

Bu yeni hareket ve örgütlenme, Kürdistan’ın kuzeyinde var olan legal/açık ve illegal örgütlerin ve siyasi partilerin sisteminden farklı bir sistem yaratmak zorundadır. Mevcut örgüt ve partiler, eskiye, eski değerlere, soğuk savaş dönemine ait, yeni dönemin misyonerleri olmayan örgütlenmelerdir. Bundan dolayı da, mevcutlardan köklü ve temel anlamda farklı bir hareket tarzı ve yapılanma düşünülmelidir.

Bu nedenle, bu yeni hareket ve örgüt, eski örgüt ve partilerin mirasına dayalı olmayı sosyolojik, sınıfsal, fikri anlamda ret etmek; Kürt ulusal hareketinin mirasını olumlu yönleriyle bütünlüklü benimsemek durumundadır.

Böyle olunca, yeni hareket ve örgüt, mevcut siyasi grupların, örgütlerin, partilerin birliğine ve ortaklığına dayalı olmamalıdır.

Bunun yanında, mevcut siyasi sınıfın bir araya gelişi ile de oluşacak bir hareket ve örgütlenme değildir. Yeni hareket ve örgüt için çalışma yürüten siyasi sınıf aktörlerin, aydınların, bağımsız siyasetçilerin, toplumla bütünleşme, yeni aktörleri ortaya çıkarma, kendisinin değişmesine ve dönüşmesine, dayalı bir örgütlenme olmalıdır.

Bu bağlamda da, yeni örgüt ve hareket için, bireysel hukuk çerçevesinde bir araya gelenlerin uzun vadeli, plânlı, bir çalışmayı önleri koymaları; yol haritalarını ona göre tayin etmeleri gerekir.

*****

Yeni hareket ve örgüt, bir ideolojik yapı olmayacak. Partinin program ve hukukunu benimseyen herkes bu hareket ve örgütün üyesi olabilecek. Bundan dolayı da, program ve tüzüğü benimseyen milliyetçi, sosyalist, liberal, sosyal liberal, sosyal demokrat unsurlar kurucu ve üye olabilirler.

Bunun yanında bu hareket ve örgüt, herhangi bir sınıf ve tabakaya da dayanmayacağı ve bütün toplumsal kesimleri kucaklayacağı için, sınıfsal bir hareket ve örgüt de olmamalıdır. Bu hareket ve örgüt, ulusal bir yapı olarak bütün toplumsal kesimlerin çıkarlarını adaletli ve eşitlikçi bir şekilde temsil etmeye çalışmalıdır.

*****

Bu yeni hareket ve örgüt, ideolojik ve sınıfsal bir yapıda olmadığından, değişik görüşleri ve toplumsal kesimlerin çıkarlarını temsil edeceğinden, en geniş ve derin demokrasiyi benimsemek, bir çalışma modeli ve hayatı haline getirmek zorundadır. Benimsenen demokrasi, anglo-sakson ve Avrupa Birliği demokrasisi kapsamında olmak zorundadır. İnsan hak ve özgürlüklerini, düşünce ve ifade özgürlüğünü, girişim özgürlüğünü, daha fazla demokrasi ve özgürlük konseptini, hukukun üstünlüğünü benimsemelidir. Fikirlerde çoğulculuk, ama eylemde birlik esas olmak durumundadır.

*****

Bu özelikleri itibariyle bu hareket ve örgüt, birkaç kişi ile kurulamaz, kitlesel bir halk hareketi ve örgütü olmalıdır. Bundan dolayı, bu hareket ve örgüt, sistematik bir çalışma sonucu kurulabilir. Bunun içinde, şehirlerde, kasabalarda, köylerde çalışmaların sürdürülmesi gerekir. Bütün Kürdistanlılarla, bütün sınıf ve tabakalarla derin ve geniş bir ilişki kurulmalıdır. Ayrıca çok açıktır ki, bu hareket ve örgüt içerde masa başında değil, sokaklarda, çalışma alanlarında kurulmalıdır.

Bunun için de güçlü sivil siyasi eylemlerin yaratıcı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekir.

*****

Bu hareket ve örgüt, legal, açık, şeffaf olmalı. Demokrasiyi, hem de çağdaş, çoğulcu, katılımcı, yönetebilir demokrasiyi benimsemelidir.

*****

Bu hareket ve örgüt, bütün Kürdistanlıları kapsayacağı için, Kürdistanlı dini ve ulusal azınlıkları, örneğin Yezidileri, Alevileri, Süryani-Keldani-Nasturi-Aşurileri, Ermenileri, Yahudileri, Türkleri-Türkmenleri-Terekemeleri, Arapları ve diğerlerini de kapsamalıdır. Onları da örgütlenmeli, o kesimlerin çıkarlarını da programlaştırmalıdır.

*****

Bu hareket ve örgüt, Kürdistan halkının yaşam standardını yükseltmek için sosyal, siyasal, kültürel projeler geliştirmek zorundadır.

*****

Kürt halkının özgürlüğü, Kürdistan’ın kurtuluşu hangi modelle olursa olsun, Kürdistan’daki hareket, örgüt, parti ve kişilerin ittifakıyla gerçekleşecektir. Onun için yeni hareket ve örgüt, yeni tarihsel dönemde ulusal birliği ve uzlaşmayı stratejik bir görev olarak ele almalı. Döneme uygun örgütlenme ve birlik modelleri yaratmalı. Bu modeller, otoriter ve totaliter sistemlere temel oluşturan, oluşturacak örgüt modelleri olmamalı.

*****

Kürt ulusu parçalanmış bir ulus, Kürdistan parçalanmış ve sömürgeleştirilmiş ve statüsüz bir ülkedir. Kürt milletinin ve Kürdistan’ın birliğe ve dayanışmaya ihtiyacı vardır. Bu nedenle bu yeni hareket ve örgüt, Kürt ulusunun ve Kürdistan’ın birliğini stratejik bir konu olarak ele almalı. Kürdistan’ın kuzeyinde çalışmalarını yürütürken, Kürt ulusunun bütünlüklü çıkarlarını gözetmeli. Kürdistan’ın bütün parçalarındaki örgüt, hareket, parti ve kurumlarıyla ilişkileri, ittifakları, ortak çalışma ve yardımlaşmayı benimsemeli. Kürdistan Federe Devleti ile stratejik ilişkiler geliştirmelidir.

*****

Global koşullarda her zamankinden daha fazla uluslararası ilişkilerin önemi vardır. Dünya genel anlamda ve farklı biçimlerde ilişkiler içindedir. Kürt milleti dünyada yalnız başına yaşamıyor. Bu nedenle, bu hareket ve örgüt, Kürdistan halkının, ulusal genel çıkarları temelinde ve karşılıklı çıkarlar çerçevesinde, dünya halkları, dünya devletleri, uluslararası platformlarla, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletlerle ilişkiyi esas almalıdır.

*****

Bu hareket ve örgüt, Kürdistan’da kendisi dışındaki kurumların, hareket ve girişimlerin, partilerin, her türlü toplumsal örgütün varlığını doğal ve meşru görmeli. O örgütlerle, dayanışmayı, rekabeti, güç birliğini de doğal karşılamalı, onlara pozitif ve olumlu yaklaşım içinde olmalıdır.

Kürdistan örgütlerine karşı şiddeti ve şiddeti uygulayanları kesinlikle mahkûm etmelidir.

*****

Bu yeni hareket ve örgüt, silahlı mücadele dışında yeni ve sonuç alıcı yeni bir mücadele tarzını benimsemeli. Mücadeleci olmalıdır.

Tarihi tecrübeler gösteriyor ki, ezilen tüm milletler, silahlı mücadele ile milli haklarını elde etmişler, bağımsızlıklarına kavuşmuşlar, devletlerini kurmuşlardır. Ama bu tarihsel ve toplumsal aşamada, ezilen ve sömürge milletler için yeni imkânlar oluşmuş durumda.

Bu yeni hareket ve örgüt: Kürdistan’da, Türk işgalinin son bulması, Türk askerlerinin çekilmesi, sömürge sisteminin son bulması;, demokratik halk ayaklanmasının ve sivil devrimin hazırlanması için, demokratik sivil itaatsizlik hareketini hayata geçirmelidir.


Amed, 16. 01. 2011
Back to top Go down
https://serxwebun.forumieren.com
 
Kürdistan’da yeni bir hareket ve örgüt üzerine düşünceler…
Back to top 
Page 1 of 1
 Similar topics
-
» Devlet, İhanet, Reform ve İradesiz Bağımsızlıkçı Hareket!
» Yeni Soğuk Savaş ve Yenidünya Düzeni Dönemi…
» “Kurdo” Romanı Üzerine
» Zazalar üzerine notlar
» Forum Tartişmaları Üzerine

Permissions in this forum:You cannot reply to topics in this forum
 :: Bixêr û bi Ehla! * Welcome! * Hos Geldiniz! :: Nihêrîne Raman | Bakış Açıları-
Jump to: