Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
HomeHome  Latest imagesLatest images  SearchSearch  RegisterRegister  Log in  
Kürd Ulusu'nun Çıkarları; Her Türlü Parti, Kurum, Kuruluş, Örgüt ve Kişilerin Çıkarlarının Üstünde ve Ötesindedir. Her Şey Kürdistan İçin!

 

 Osmanli imparatorlugunda Kürdistan Eyaleti

Go down 
AuthorMessage
Sores

Sores


Mesaj Sayısı : 22
Kayıt tarihi : 2010-03-01

Osmanli imparatorlugunda  Kürdistan Eyaleti Empty
PostSubject: Osmanli imparatorlugunda Kürdistan Eyaleti   Osmanli imparatorlugunda  Kürdistan Eyaleti Empty05.07.10 21:52


Osmanlı
İmparatorluğu’nda Kürdistan Eyaletinin Kurulması









Sezen Bilir

Bilindiği gibi Yavuz Sultan Selim döneminde Kürtler
Safeviler’e karşı Osmanlı’nın yanında yer alarak bir bakıma artık
Osmanlı denetimini kabul etmişlerdir. Buna karşılık Selim, bölgenin
özerkliği konusunda söz vermiş ve gerçekten de 19. yüzyıla kadar bölgede
Kürt hükümetleri ve emirlikleri varlıklarını sürdürmüşlerdir.

19.
yüzyılın başlarından itibaren, özellikle II. Mahmut döneminde durum
değişmeye başlamıştır. Bu yüzyılda ciddi bir modernleşme sürecine giren
Osmanlılar, klasik Osmanlı idari yapısını da modernize etmeye, yani
eyalet sistemini değiştirip kendine özgü yapıları ortadan kaldırarak
merkezi yapıyı güçlendirmeye başlamışlardır. Bunun için öncelikle, 1826
yılında Anadolu Eyaleti resmen dörde bölünerek “mutasarrıfları olan
paşaların mutedil mütesellimlerle” idarelerine karar verildi. Ardından
şu gelişmeler yaşandı: “26 Kasım 1847 tarihinde Diyarbekir vilayetine
bir vali tayin edilmişken, 13 Aralık 1847 tarihli Takvim-i Vekayi (Ancak
biz bu tarihi TTK’nın yayınlamış olduğu tarih çevirme kılavuzunda 14
Aralık olarak bulduk) ayrı bir gelişmeyi açıklıyor: Kürdistan Eyaleti.
Buna göre Diyarbekir eyaleti ile Van, Muş ve Hakkari sancakları ve
ayrıca Cizre, Botan ve Mardin kazaları, Kürdistan adlı yeni bir eyaleti
teşkil etmişlerdir. İlk başlarda eyaletin merkezi olarak Ahlat
düşünülmüştür. Ancak salnamelerden anlaşıldığı kadarıyla bir ara Van,
Muş ve daha uzun bir süre Diyarbekir (Amed) bu eyaletin merkezi
olmuştur. Kürdistan Eyaleti 1266/1849 salnamesine göre Muş, Van,
Hakkari, Cizre, Diyarbekir sancaklarını içine alıyordu; fakat Hakkari
birkaç yıl sonra Van, Mardin ve Cizre ile birlikte ayrı bir eyalet,
Hakkari eyaletini teşkil etti. Bir süre sonra bu eyaletin adı Van
olmuştur” (Tuncer Baykara, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyasına Giriş-I:
Anadolu’nun İdari Taksimatı, Ankara, 1988, s. 119-125.).

Biz
Kürdistan Eyaleti’nin kurulduğunu bildiren Takvim-i Vekayi gazetesinin
14 Aralık 1847 tarihli nüshasındaki resmi tebligatı yayına hazırladık.
Kürt tarihi açısından önemli bir belge olduğu gibi, belgenin içerdiği
söylem de ayrıca incelemeye değer ve önemli görünmektedir.

TAKVİM-İ
VEKÂYİ GAZETESİ
5 MUHARREM 1264 (14 Aralık 1847)
RESMİ TEBLÎGAT

Mukaddim
ve muahhar Takvim-i Vakayi' nüshalarında keşîde-i silk sutûr-ı beyân
kılındığı vechile bir müddetden berü eyâdî-i mütegallibede kalmış olan
hıtta-i Kürdistanın leh-ül-hamd ve'l minh mücerred himmet bi-hemtâ-yı
hazret-i şehr-yârî ve satvet-i bâhire-i cenâb tâc-dâr-ı eser-i celîli
olarak bu kerre yeni başdan feth ve teshîr-i mir'ât-ı teyessürde
cilve-ger olmuş ve işbu muvaffakıyyet hazret-i şehn-şâh-i mahzâ âmme-i
tebaa ve berâyâ-yı saltanat-ı Seniyye hakklarında ma'tûf ve rây-gân olan
niyet-i âdle ve efkâr-ı hayriyye-i cenâb-ı cihân-bânî ibtiga-yı
sâmîsince herhalde min kıbel-in Râhman zât-ı fahâmet-simât mülûk-anenin
mazhar envâ'-i füyûzat ve te'yidât buyurulduklarına delîl ve bürhân olub
doğrusu dîbâce-i tevârîh-i ezmân olmaklığa şâyân görünmüş olduğundan
hıtta-i merkumenin hüsn-i zâbıta ve râbıta-ı umûr-i mülkiyye ve
istihsâl-i menâzım-ı dâimîyesiyle te'sîs-i âsâyîş ahâlî kaziyye-i
matlubesine bakılması yani oraların bir idâre-i mahsûsa ve müstakılle
tahtına konularak dirâyetli ve vukuflu bir zâta ihâlesiyle Diyarbekir
eyâleti ve Van ve Muş ve Hakkari sancakları ile Cizre ve Bohtan ve
Mardin kazâları birleşdirilüb cümlesinin bir eyâlet add ve itibâr
olunması ve iş bu eyâlete Kürdistan eyâleti tesmiye kılınması iktizâ-yi
hâle muvâfık ve çesbân olacağına mebnî eyâlet-i mezbureye ol sûretle
münâsib bir vali lede-t-teemmül Musul valisi atûfetlü Es'ad Paşa
hazretleri dirâyet ve fatânet-i kâmile ve iffet ve istikâmet-i zâtiyye
ile muttasıf ve çok zamanlar ol taraflarda istihdâm buyrulmasıyla usûl
ve ahvâl-i memlekete vâkıf kudemâ-yı vüzerâ-yı saltanat-ı seniyyeden
olmakdan nâşî eyâlet-i cedide-i mezkûrenin müşârün-ileyh Es'ad Paşa
hazretlerine ihâlesi ve ol halde Musul eyâletine bir diğerinin ta'yini
tabiat-î maslahat-ı iktizâsından olarak Belgrad muhâfızı esbak atûfetlü
Vecîhî Paşa hazretleri ashâb-ı rüşd ve reviyyet ve erbâb-ı sıdk ve
istikâmetden ve hüsn-i idâre-i umûr-i mülkiyyeye vâkıf zevât-ı
sütûde-simâtdan olması ve eğerçi Musul eyâleti şimdiye kadar Tanzîmât-ı
Hayriyyeden müstesnâ olarak idâre olunmakda ise de dâire-i tanzimatda
bulunan memâlik hazret-i şâhâne ahalisinin sâye-i ma'delet vâye-i
hazret-i mülûk-anede mazhar oldukları menâfi' ve âsâyiş ve istirâhat ve
emniyyet-i kamileyi eyâlet-i merkume ahâlisi derk ve iz'ân ederek ve
bunun üss-i esâsı ma'delet olduğunu bilerek bu eyâletin dahi dâire-i
nasfet bâhire-iTanzîmât-ı Hayriyyeye idhâlini arzu ve niyâz etmekde
olduklarına ve ahâli-i merkumenin iş bu niyâzlarına müsâade-i seniyye-i
cenâb-ı şehen-şehi bî-dirîg buyurulduğuna binâen müşârün-ileyh Vecîhî
Paşa hazretleri usûl-i ma'delet-şümûl tanzimâtın ol vechile hüsn-i
....... ve tensîkına dahi muktedir bulunması cihetleriyle kendüsünün
Musul valisi nasb ve ta'yin kılınması tensib ve tasvib berle ol babda
isâbet-efzâ-yı sünûh ve sudûr buyrulan emr ve fermân maâlî-i ünvân
hazret-i hilâfet-penâhî mantûk celli üzere iktizâları icrâ kılınmıştır.

Osmanlıca’dan
Çeviren: Sezen Bilir

BELGENİN SADELEŞTİRİLMİŞ HALİ

Takvim-i
Vakayi’nin bundan önceki sayılarında da yazılmış olduğu gibi bir
süreden beri zorba ellerinde kalmış olan Kürdistan ülkesinin –Allaha
şükürler olsun ki– Padişahın benzersiz gayreti ve ezici gücünün eseri
olarak bu kez yeni baştan ele geçirilmesi başarıyla tamamlanmıştır.Bu
başarı yüce Padişahın,Osmanlı İmparatorluğu tebaa ve berâyâsının [1]
haklarıyla ilgili adalet niyetinin,hayırlı fikirlerinin ve yüce
amaçlarının her zaman Allah tarafından feyz ve yardıma mazhar
[2]olacağının delili ve ispatıdır. Doğrusu zamanının geldiği münasip
görüldüğünden adı geçen ülkenin idaresi, içişleri ve düzeninin
devamlılığıyla, güveninin tesisi ve halkın isteklerinin yerine
getirilmesi yani oraların hususi ve bağımsız bir idare makamına
konularak, zeki, bilgili ve olgun bir zata ihalesiyle Diyarbakır
eyaleti,Van, Muş ve Hakkari sancakları ile Cizre, Bohtan ve Mardin
kazaları birleştirilip hepsinin bir eyalet sayılması ve itibar olunması
ve bu eyalete Kürdistan eyaleti isminin verilmesi gösterdiği lüzumdan
dolayı yerinde ve münasip görülmüştür. Bu suretle adı geçen eyalete bir
vali düşünülünce Musul valisi şevketli Esad Paşa hazretleri, dirayet,
zeka, namus ve doğruluk vasıflarından dolayı ve uzun süre o taraflarda
hizmet etmesi nedeniyle memleketin düzenine ve durumuna vakıf, Osmanlı
eski vezirlerinden olduğundan adı geçen yeni eyaletin müşârün-ileyh [3]
Esat Paşa hazretlerine ihalesi uygun görülmüştür. Bu durumda Musul
Eyaletine bir diğer valinin tayini işleyişin gereği olduğundan Belgrat
eski muhafızı şevketli Vecihi Paşa hazretleri, doğru, düşünceli, halkla
ilgili işleri idare etmeye vakıf, övgüye değer zatlardan olması ve her
ne kadar Musul eyaleti şimdiye kadar Tanzimat-ı Hayriye’den [4] ayrı
olarak idare olunmakta ise de, Tanzimat dairesinde bulunan ülke
halklarının, Padişahın adil koruması altında gördükleri rahat, huzur,
fayda ve emniyet, adı geçen eyaletin (Musul) halkı tarafından anlaşılmış
ve bunun gerçek adalet olduğunu bilerek bu eyaletin de doğruluk ve
güzellik dairesi olan Tanzimat-ı Hayriye’ye dahil etmeyi arzu ve niyaz
ettiklerinden adı geçen ahalinin bu isteklerine yüce padişahımız
müsaadelerini esirgemeyerek adı geçen Vecihi Paşa hazretlerinin
Tanzimat’ın adaletli usulleri gereğince idareye ve düzenlemeye muktedir
bulunması sebebiyle kendisinin Musul valisi olarak atanması münasip ve
doğru bulunmuş, bu husus doğrultusunda yüce fikirlerin sahibi
padişahımızın emir ve fermanı üzerine lazım gelenler yapılmıştır.

Belgeyi
Sadeleştiren: Sezen Bilir


Notlar:
* Bu yazı; Vesta
Dergisi, Sayı:5, Kış 2004’de yayımlanmıştır.
[1] Berâyâ: Halk,
İnsanlar. Ancak burada Tebaa ve beraya birlikte kullanıldığı için bu,
tüm Osmanlı halkı anlamında kullanılmıştır.
[2] Allahın cömertçe
yardım edeceği anlamında.
[3] Tanzimat’tan sonra, en yüksek rütbeli
devlet görevlileri için kullanılan hitap.
[4] Tanzimat-ı Hayriye: 3
Kasım 1839 Yılında ilan edilen ve Osmanlı devletinde çok ciddi
değişikliklerin olasına neden olan ferman. Bu fermanla ilk kez padişahın
bazı yetkileri kısıtlanırken “Osmanlı Millet Sistemi”nde de büyük
değişiklikler olmuş ve Müslümanlarla, gayrimüslimlere eşit haklar
tanınması gündeme gelmiştir. Ancak özellikle Arap eyaletleri ve Musul
gibi bölgelerde gayrimüslimlere verilen bu hak tepkiyle karşılanmış ve
bu bölgelerde Tanzimat Fermanı uygulanamamıştır.













04 Eki 2009



Osmanli imparatorlugunda  Kürdistan Eyaleti Icon18_email

Back to top Go down
 
Osmanli imparatorlugunda Kürdistan Eyaleti
Back to top 
Page 1 of 1
 Similar topics
-
» Osmanlı'da İlk Yasal Kürt Cemiyeti Kuruldu [1900]
» The Case of Kurdistan Against Turkey
» Kürdlerde/Kürdistan'da Ana Sorun
» Kürdistan Tarihi Kısaca
»  Komsulari Kürdistan'i Taniyacak!

Permissions in this forum:You cannot reply to topics in this forum
 :: Bixêr û bi Ehla! * Welcome! * Hos Geldiniz! :: Mêjû a Kurdistan | Kürdistan Tarihi-
Jump to: